Hacı Ahmed Fehmi (K.S) Hocaefendi

0
2

Sadece köyümüzün değil, başta Of olmak üzere civardaki bütün köy, ilçe ve vilayetlere yıllarca manevi ışık saçan, gönül erlerimizden, medar-ı iftiharımız Merhum Hacı Ahmed Fehmi (K.S) Hocaefendi”nin yaşantısını, onun zamanında yaşama bahtiyarlığına erişmiş dedelerimizden, babalarımızdan az çok duyup, dinlemişizdir.Mekke”de doğan ve Sevgili Peygamberimiz”in tebliğiyle dünyaya bir çığ gibi yayılan İslam güneşini, Horasan Erenleri”nin devamı olarak Anadolu”da yaşatan nadir önderlerimizden biriydi O.

İstedik ki yeni nesil kardeşlerimizden, Hacı Efendi”mizi işitmeyenler varsa öğrenmelerine bir nebze yardımcı olur diye düşündük. Okuyacağınız bu metin Yazar Mustafa Necati Bursalı”nın kaleme aldığı ”İslam Alimleri Ansiklopedisi”nden iktibas edilmiştir.

(Önemli Not: Hacı Efendi”nin elimde sadece bu fotoğrafı bulunmaktadır. Daha net ve güzel başka bir fotoğrafını bulabilen olursa siteye eklenir daha da güzel olur.

Hürmetlerimle.. Dündar Batık )

Of’lu Hacı Ahmet Fehmi Efendi

Mübarek Anadolu topraklarında yetişen mana kahramanlarından. Asıl adı Ahmed Fehmi’dir Yazılarında sadece Fehmi ismini kullanmıştır.

Of Gürpınar köyünde 1861 (Hicri 1277) yılında doğdu. Uzun bir ömürden sonra 1958 senesinde Hakk’ın Rahmetine kavuştu. Babasının adı Ali olup, marangozluk yapardı. Bu sebeple ona Ali Usta deniyordu. Annesinin adı Ayşe’dir.

Kendisinin beyanına göre, anası ve babası tarafından daha 5 yaşında küçük bir çocuk iken medreseye gönderilmiştir.

Zamanın büyük alimlerinden hadis ve tefsir okumuştur. Ayrıca Kur’an-ı Kerim’i eliyle yazabilen yöremizin büyük zaatlarından, ”Zilik” namıyla meşhur Kurra”dan talim ve tecvid dersleri almıştır.

Tasavvuf deryalarına atılışları Dernekli Yusuf Efendi(K.S) eliyle olmuştur. O zamanki adı Kondu olan ve Of’tan ayrılarak ilçe yapılan Dernek’te ilk gönül çırasını tutuşturdu. Daha sonra (1880 -1900) seneleri arasında İstanbul’a geldi.

İstanbul’da Gümüşhaneli Ziyaeddin Hazretleri’nin( K.S) hizmetine girdi. O sultan veli de Ahmed Fehmi Efendi”nin gönül toprağına hikmet ve mağfiret incileri saçtı ve O’nu bu yolda tam manasıyla yetiştirdi. Tasavvufun bütün inceliklerini öğretti. Ayrıca Ramüz’ül-Ehadis dersleri de verdi.

Ahmed Fehmi Efendi, ana ve babasının tek evladı idi. Hasret acısına fazla dayanamayan sevgili annesi ve muhterem babası, Ahmed Fehmi Efendi’yi geri çağırdılar. Ahmed Efendi hemen Üstadından izin alarak yollara düştü ve ana – babasının yanına döndü. Ziyauddin Hazretleri ( K.S), O”na izin vermişti ama henüz O’nun işi tamam değildi. Ahmed Fehmi Efendi (K.S), tasavvuf derslerinin ikmali için yine gayret kanadını açtı. Gümüşhaneli Ziyaeddin Efendi’nin ( K.S) halifesi olan yine Of’a bağlı Varla Köyü’nde bulunan Şeyh Osman Efendi’nin (K.S) huzuru ile şereflendi ve ondan bütün noksanlıklarını ikmal ederek hilafet aldı.

Ahmed Fehmi Efendi (K.S), 1905 senesinde mukaddes mekanlara sefer etti. Ka”beyi tavaf ve Peygamber Efendimizin (S.A.V) mübarek Ravzasını ziyaret etti. Hac dönüşü Mısır’a uğradı. Camiü’l Ezher’de bir müddet kalarak hadis derslerini tamamladı ve memleketine döndü. Birinci Cihan Harbinden evvel Arapça dersleri ve Kur’an-ı Kerim”i kendi köyü olan Gürpınar’daki medresede okutmuştur.

Hacı Ahmed Efendi’nin ( K.S) yıllarca ders okuttuğu ilim ve irfan yuvası olan ve en az 300 sene bir fiil faaliyet gösterdiği arşiv kayıtlarında mevcut bulunan bu medresenin büyük bir bölümü 1980’li yılların başlarına kadar ayaktaydı. Maalesef bir çok talebe odalarından müteşekkil, büyük bir külliye olan eski ahşap medresenin yerinde bugün beton olarak yapılan, tarihi Gürpınar Camii”nin müştemilatı bulunmaktadır.

O bir zülcenaheyn di

Hacı Ahmed Efendi (K.S) gerek batıni ve gerekse zahiri ilimlere vakıf Zülcenaheyn ünvanını kazanmışlardır. Sabır ve kanaat ehli, hal sahibi ve Hak âşığı bir veli idi. Aralıksız 66 sene kendi köyünde İmam Hatiplik yapmıştır. Tevazu ile vakarı şahsında daimi yaşatan emsalsiz bir insandı.

Az konuşur, fakat konuştuğunda hikmetle konuşurdu. Susmak, her an tefekkür ikliminde bulunmak adetleriydi. Dil konusunda bile, kalbi durmadan Canab-ı Hakk”ı zikrederdi. Sağlığında Of”un diğer köylerinden, Trabzon”un diğer kazalarından, Gümüşhane, Erzurum, Erzincan, Samsun, Rize, Ordu, Giresun ve Artvin”den bile o günün zor şartlarında sohbetlerine katılıp feyz almak için gelenlerin sayısı az değildi. Kendini gizler, asla keramet izhar etmezdi. Çok ibadet eder, çok düşünür ve çok ağlardı.

Yine bize anlatıldığına göre; zevcesi onun şu haline şahid olmuştur. Bir gece yarısı abdest tazelemek için evden çıkmışlardı. Fakat uzun zaman eve dönmediler. Kadıncağız merak ederek evden dışarı çıkarak etrafı araştırdı. Bir de ne görsün? Köyün ortasında bulunan cami pırıl pırıl kandillerle donatılmamış mı? Gecenin bu ilerlemiş vaktinde, bu kandiller, bu ışıklar nereden gelmişti.? O zaman elektrik de yoktu. Fakat mescid gündüzler gibi aydınlanmıştı.

Bu manzarayı görür görmez mescide koştu ve camdan içeriye bir göz attı. Gecenin o vaktinde mescidin içi insan kaynıyordu. Cübbeli, sarıklı, ak sakallı ve nur yüzlü insanlar halka halka oluvermişlerdi. Bu halin dehşetinden ürkerek hemen evine geri döndü.

Aradan çok kısa bir zaman sonra da Hacı Ahmed Efendi ( K.S) kapıdan içeri girdi ve dedi; “Ey kadın, vah sana! Beni bunca evliyanın içinde mahcup ettin. Ne işin vardı da mescide geldin?.”

Yaptığı kabahati ve durumun önemini geç de olsa kavrayan zevcesinin dudakları titreyerek açıldı: “Efendi Hazretleri” dedi “Sizi merak etmiştim. Bilmeyerek bir hata işledimse af ola”

Hacı Ahmed Efendi kelimelerin üzerine basa basa söylendi : ” Sakın bu gece gördüklerini kimseye anlatma. Sırrımı gizle. Eğer af bekliyorsan dilini tut ve gözünü kapa.”

Doğduğu yer olan Of”un Gürpınar Kasabası”nda medfun bulunan Hacı Ahmed Fehmi Efendi”nin (K.S) kabri köyün merkezinde bulunan tarihi Gürpınar Camii”nin haziresindedir. Mezar taşında bulunan kitabedeki yazı teyzesinin kızının oğlu olan, meşhur Reis”ül Kurra Hafız Mehmed Rüştü Aşıkkutlu Hocaefendi (K.S) tarafıdan kaleme alınmıştır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz