Mapsino’nun gidişatı Bayrampaşa ya da Güngören’e doğru. Yakın bir gelecekte bu şekilde yapılaşma devam ederse Mapsino’nun doğal güzelliklerinden bahsedemeyeceğiz herhalde. Her biri birer mütahit olan mapsinolular Mapsino’yu İstanbul’un çirkin semtlerine çevirmek için yarışıyor.
Doğal yapı ile hiçbir alakası olmayan yüksek beton yapılar Mapsino’nun doğal güzelliklerinin kalbine hançer gibi saplanıyor.Eski evler, seranderler bir bir yıkılırken yerlerini kat be kat binalar alıyor. Ve üzücü olanı bu çirkin yapılar hiç kimseyi rahatsız etmiyor!
30-40 yıl önce gurbete göçmüş, çalışmakla dolu zorlu bir hayat geçirdikten sonra belli bir birikime sahip olmuş mapsinolular büyük bir özlemle geriye, Mapsino’ya dönmeye başladı. Kendileri ve çocukları için eski evleri yetmez oldu. Bina yapılacak uygun arsanın bulunmasının da zor olması sebebiyle eski evler ve seranderler yıkıldı, yerlerine bugünkü çirkin yapılar yapıldı. Ama gerçekten 4-5 katlı bu apartmanları yapmak gerekiyor muydu?
Aileler çocukları için de birer daire yaptırıyor. Ne düşünüyorlar, çocukları büyük şehirlerdeki hayatlarını bırakıp gelip Mapsino’da bu dairelerde mi yaşayacaklar? Yazık değil mi boşa harcanan bu paraya. Boş kalan ve ot, odun ile doldurulan bu dairelere harcanacak paralar çocukların/torunların/ eğitimine harcansa daha iyi bir yatırım olmaz mı bu? Ne de olsa, en önemli yatırım insana yapılan yatırım değil mi? Ayrıca paranın da ötesinde harcanılan emek de boşa gitmiyor mu?
Böyle büyük ve boş duran apartmanlar dikip çevreyi katletmek, binbir zorlukla gurbette kazanılan parayı israf etmek yerine, çevreyle de daha uyumlu, ihtiyacı karşılayacak büyüklükte evler yapmak daha uygun olmaz mı? Veya yeni evler yapmak yerine eski, doğduğunuz evleri restore etmek, çocuklarınızın da sizlerin doğduğu evleri teneffüs etmelerini sağlamak sizleri daha mutlu etmez mi?
Bugün kimse farkında değil ama bir 20 yıl sonra Mapsino’da geçmişten hiçbir şey kalmayacak. Ahşap evler, seranderler tarih olacak. Mapsino benim de doğduğum, zihnimde yer etmiş mapsino, havasını yitirecek. İlerde belki de o bina çöplüğüne dönüşmüş halini görmek istemeden doğrudan komlara çıkmak isteyeceğiz, ki komlar hala kom olarak kalmışsa, benzer doğa katliamı orda da yaşanmamışsa.
Belki hala daha geç kalınmamıştır. Belediye’ye çok iş düşüyor. Madem bir belediyemiz var, onu ayakta tutmak için seferber olduk, o zaman bu belediye Mapsino’nun geleceği için üzerine düşeni yapmalıdır. Bunda en önemli katkı da şüphesiz TOKİ’nin olacaktır. Kentsel dönüşümlerin nasıl olacağının güzel örneklerini veren TOKİ, doğal hayatın/yapının nasıl korunacağının çok güzel bir örneğini verebilir.
Neler yapılabilir?:
Bir an önce bir imar planı hazırlanabilir? Gelişigüzel yapılaşmanın önüne geçilebilir. Yeni yapılan binalar için doğayla uyum şartları getirilebilir.
Ahşap evler ve seranderler koruma altına alınabilir, restore edilebilir. Hane halkının restore edilen evlerde yaşamlarına devam etmesi sağlanabilir.
“Bunlar bize fazla” demeyelim. Yurtdışında yaşayan gurbetçilerimiz bunların pekala mümkün olduğunu görüyor. O zaman biz de Mapsino’ya sahip çıkıp onun güzelliklerini muhafaza etmeyi bir şekilde başarmalıyız.